Jump to ratings and reviews
Rate this book

Dokunmadan

Rate this book
Adalet, yirmi dokuz yaşında genç bir kadın. Hayata ve insanlara dokunmadan, ne mutlu ne mutsuz, öylesine yaşayıp gitmektedir. Ta ki doktoru, ölümcül bir hastalığa yakalandığını söyleyene dek...

Hastalığı için kendini suçlayan Adalet, hayatını didik didik ederek, ilk günahını, masumiyetini kaybettiği ilk gerçek suçunu bulmaya çabalar. Bu uğurda çıktığı yolda kendiyle de, içinde yaşadığı ülkeyle de yeniden tanışacaktır.

Dokunmadan, kahramanın hayatı sorguladığı, değişimi yaşadığı ve belki de aşka rastladığı sürükleyici bir yolculuğa davet ediyor okuru.

320 pages, Paperback

First published March 1, 2017

About the author

Nermin Yıldırım

12 books391 followers
Nermin Yıldırım, Türk edebiyatçı, yazar. 2002 yılında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın Yayın Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite yıllarında Alem-i Nisvan adlı feminist bir fanzin çıkardı. Mezun olduktan sonra çeşitli gazete ve dergilerde muhabir, editör ve köşe yazarı olarak çalıştı, reklam ajanslarında metin yazarlığı yaptı.

Manchester Letters, Tramline Project gibi uluslararası edebiyat projelerine katılarak, çeşitli ülkelerin yazarlarıyla ortak çalışmalar yaptı. Köln Kültür Dairesi’nin davet ettiği ilk Türk yazar olarak, 2013 kışını dünyanın farklı ülkelerinden sanatçıların ağırlandığı program kapsamında Köln'de geçirdi. Romanları yabancı dillere çevrilen ve pek çok uluslararası edebiyat festivaline konuk olan Yıldırım, Barselona ve İstanbul’da yaşıyor. Aralık 2013’ten bu yana Ot Dergi’de Dış Hatlar adlı köşesinde öyküler yazıyor. Nermin Yıldırım, Türkiye PEN üyesidir.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
963 (46%)
4 stars
746 (36%)
3 stars
267 (12%)
2 stars
69 (3%)
1 star
14 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 251 reviews
Profile Image for Irmak.
400 reviews914 followers
July 10, 2018
İçime hüznünü bırakıp bitti be. Ah Adalet.

'Herkes ne yapıyorsa onu yapmak ister beş buçuk yaşındayken insan. Ve bu arzusu devam eder büyüyünce de. Kendine benzemeyenlerden korktuğu kadar, başkalarına benzeyememekten de ödü kopar. Bu yüzden ha bire dünya yüzündeki varlığını dengeleyecek birini arar. Öbür yarısını. Kendine en çok benzeyeni değil, onu bir bütüne tamamlayacak ya da eksiltecek olanı.'


Adalet ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenene kadar etliye sütlüye karışmadan, her şeyden kendisini soyutlayarak yaşamış 29 yaşında bir kadın. İçine düşen ölüm korkusu onu hayatı ve geçmişini sorgulamaya itiyor. Karakterinin bir parçası haline gelmiş suçluluk duygusu da ona bu konuda pek yardımcı olmuyor çünkü Adalet hastalığı için bile kendisini suçluyor.

İşlediği ilk günahın peşine düşen Adalet onu telafi etme amacıyla bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculukta 29 yıldır göremediği şeyleri görüp, hissetmekten korktuğu şeyleri hissediyor.

'Yanlış geldiğim bir yerdi dünya, öyle hissediyordum. Sanki çok güzel bir yere gitmek üzere yola çıkmışım da, sonra gecenin bir yarısı yanlış durakta inivermiştim gibi.'


Nermin Yıldırım'ı ilk okuyuşumdu ve kesinlikle son olmayacak. O kadar akıcı ve o kadar içten bir kitaptı ki . Adının aksine içinize fazlasıyla dokunuyor. Amaç da bu olsa gerek, gördüklerimize, duyduklarımıza yaşadığımız her anı tokat gibi yüzümüze çarpıyor çünkü yazar. Altını çizdiğim, içinde kendimden parçalar bulduğum satırların haddi hesabı yok. Hele bir sonu var ki boğazımda yumru ile tekrar tekrar okuduğum. Yıktı geçti.

'Çok kaybolmanın bir avantajı da bu, yolu bulduğu zaman fazladan seviniyor insan. Vardığı menzilin kıymetini biliyor. Bundan böyle, içeride ve dışarıda kayboldukça, söylenmek yerine şükretmeye karar verdim. Neticede, kaybetmeden hiçbir şey bulunmuyor.'
Profile Image for Damla Cerrah.
30 reviews73 followers
July 3, 2017
Bu nasıl bir kelime oyunu, nasıl güzel bir anlatı şekli.
İlk Nermin Yıldırım okumamdı, diline mi, anlattığı hikayeye mi yoksa kendisine mi hayran olayım bilemedim.
Yüreğimi dağladı, yüreğime su serpti, yüreğimi yoğurdu resmen. Çok beğendim, çok...
Profile Image for Deniz Dagas.
24 reviews4 followers
March 13, 2019
Yazarın kelime dağarcığı belli ki çok geniş. Çok da akıcı, okuru yormayan güzellikte bir anlatım dili var, bu anlamda başarılı. Ancak kitap "hoş ama boş".

Dizi izler gibi hoşça vakit geçireyim biraz hisleneyim diyen okuyucu için uygun olabilir. Fakat teknik olarak yazar, bilmediğimiz hiçbir şey yazmamış, yeni bir şey yaratmamış. Hikayeyle ilgili tek beğendiğim nokta karakterin en sonunda yukarıdan konuşması oldu (spoiler sayılmaz). Bunun dışında hikayede az biraz oraya buraya serpiştirilen sürprizler kurgu bazında beni hiç etkilemedi.

Türk edebiyatının geldiği nokta bu belki de. Sadece Nermin Yıldırım değil, yeni yazarların neredeyse hepsinde aynı sorun var. Birkaç edebiyatçımızı tenzih ediyorum ama gelinen noktada yazarların yaptığı şey bir sanat icra etmek, yaratmak değil sadece kafasından geçeni yazmak, akıcı bir dil kullanıp birkaç güzel aforizma tutturmak. Bu tarz, başta da söylediğim gibi hobi olarak kitap okuyanları hoş tutuyor olabilir ama edebiyatı sanat olarak görüp onun yaratma gücünden etkilenen benim gibi okuyucular için ciddi vakit kaybı. Yeni hiçbir şeyin yaratılmadığı, farklı bir bakış açısı sunmadığı için zaten kafa açamayan, karakter derinliği-rengi-zenginliği olmayan, üzerinde mesai harcanıp da kurgulanmayan bu tür romanlar artık benim gözüme çok batıyor, öyle ki elime yeni türk yazar kitabı alamaz oldum. Güya karakterlerin melankolileri, çıkmazları işleniyor ama karakter derinliği 3. sayfa haberlerinde okuduğumuz sadece baş harfleri yazılan karakterlerin ötesine geçemiyor.

Halbuki Türk edebiyatında muazzam psikolojik çözümlemelerin yapıldığı romanlar vardır. İçimizdeki Şeytan'da böyle miydi? Ruh adam'da? Hatta Aylak Adam'da? Hele Tante Rosa'da. Ayrıca çok kısa olmasına rağmen Tersine Dünya'daki karakter derinliği 300-500 sayfa yazılmış yeni romanlarda asla mevcut değil. Gerçekten sığ bir karakter yaratmak bile bir sanattır bence, o sığlığı yansıtabilmek ciddi teknik ve yetenek ister.

Velhasıl Dokunmadan'da yazar günümüz edebiyat diyemiyorum yazı diyelim- modasına uymuş; tipik Türkiye gündemi ile vicdanlara seslenmiş bunu da güzel aforizmalarla bezemiş ve kafasındakileri boşaltmış, evet.
Profile Image for Aslıhan Çelik Tufan.
648 reviews189 followers
August 8, 2018
Allahım utanır insan bu kadar güzel yazılır mı?!

Fosforlu pembe bi kalem geçti elime onla çizeyim dedim altını kenardan belli oluyor ne kadar çok çok çizdiğim!

Alıntılarımın hepsini ne yazıkki paylaşamıyorum o kadar çoklar ki!

Kesinlikle okunmalı!

Nermin Yıldırım da hep ama hep yazmalı ki mahrum kalmayalım bu şölenden!
Profile Image for Burcu Booker.
69 reviews62 followers
Read
February 3, 2022
Bu roman için hissettiğim şey şu: Bir şeyleri sevdim, başka bir şeylere ise pek bayılmadım.

İşin tuhaf tarafı, neyi sevmediğimi çok iyi biliyorum, neyi sevdiğimi ise henüz keşfedemedim. O yüzden keşfettiklerimden bahsetmek isterim.

Dil. Ben afili cümlelere kategorik olarak karşı değilim. Ama kullanımı çok bıçak sırtı bir iş. Yeri, dozu, kulakta nasıl çınladığı hep birer mesele. Nermin Yıldırım’ın süslü cümlelerinin kulağımı bir miktar tırmaladığını itiraf etmek zorundayım. Bir “fazlalık” hali var. Çok fazla cümle, çok fazla süslenmiş. Çocukluğun “çocukluk kariyeri”, ölmenin “hayattan emekli olmak” diye karşılanmasını, bu tip ifadeler çok nadir olsaydı sineye çekerdim. Ve fakat dilin bu nevi kullanımı metnin tamamına sirayet etmişti.

İçeriğe gelelim. Hülya karakterinden hiç hoşlanmadım. Karakterin karakterinden bahsetmiyorum, hikayedeki fonksiyonu beni hiç açmadı. Güncel politik ve toplumsal meselelere yapılan göndermeleri eklektik buldum. Eleştirel tonla hiçbir derdim yok. Ama kullanımı konusunda çekincelerim var. Toplumsal gerçekliğimize çok yakın olup bir yandan da distopik bir hava yaratılmış. Ama farklılıklar o kadar minimal ki, okur bu yaratılanın bir distopya toplumu olup olmadığı konusunda çelişkiye düşüyor. Değindiği toplumsal meseleler de yoğun bir sis perdesinin arkasında bırakılmış. Tam olarak neyin eleştirildiği dahi pek anlaşılamıyor.

Son olarak, kitabın birkaç yerinde birkaç sürpriz unsuru var. Sürpriz unsurlarına bayılırım. Burada onlara da bayılamadım. Yani kimini zaten çok önceden fark ettim, sonundaki sürpriz ise pek ilgimi çekmedi. “Ha öyle miymiş, peki.” diyip geçtim.

Bu deneyim benim için bu kadar olumsuzsa, ben niye daha fazla Nermin Yıldırım okumak istiyorum peki? İşte bu sorunun cevabı bende yok. Belki sizde vardır. Belki benim sevdiğim ama işaret edemediğim şeyi siz bana gösterirsiniz.
Yapın bana bu kıyağı be. Hadi abilerim ablalarım. Ümidim sizde.
Sevgiler!
Profile Image for Harmonyofbooks.
500 reviews198 followers
January 21, 2018
"Ben hastane sevmiyorum."
"Niye duygularını mı manipüle ediyor?"
"Hayır, kirpiklerimi yakıyor."
5/5🌟🌟🌟🌟🌟
Tek kelimeyle muazzam bir kitaptı. Uzun zamandır okumak istiyordum fakat elime alıp okumaya dair içimde bir çelişki vardı. Artık hiç aklımda yokken arkadaşımın kitaplığında görünce sağolsun hemen ödünç aldım. Zaten onun sayesinde ilgimi çeken bir kitap olmuştu. Fazlasıyla çok kitap okurdan övgü dolu yorum duymuştum ve gerçekten tüm övgüleri sonuna kadar hak eden bir kitaptı. İlk yüz sayfaya gelmeden Adalet'in sakladığı en büyük sırrı ortaya çıkınca dumura uğradım. Öyle bir şeydi ki kitaba ara verip bu sırla ilgili öncesinde okuduğumuz kısımları kafamda tekrar canlandırdım. Adalet'i tanıdıkça kitaba daha çok bağlanarak bitmesin diye yavaş yavaş aralıklarla okudum. Geçmişindeki ilk hatasıyla ilgili yüzleşmesi, tren yolculuklarında yaşadıkları, insanlara yaklaşımı ve yaşadıklarıyla ilgili hatırlatmalarıyla gitgide daha büyük bir beğeni girdabına sürüklendim. Hele yazarın kalemi, benzetmeleri, duyguları anlatış şekli öyle güzeldi ki.. En can alıcı ve bayıldığım şeylerden biri de Sadi Seber'in mektubuydu. Ben öyle güzel mektup okamadım.. Kitabın son bölümünü kalbim ağzımda okuyup bir yandan da öfkeyle hüzün arasında duygu geçişleriyle satırları tekrar tekrar okudum. Son bölümün son satırları insanın kalbine öyle bir dokunuyor ki yaşadığımız hayatın ne kadar değerli olduğunu çarpızı bir şekilde tekrar hatırlatıyor. Kitap boyunca beni rahatsız eden tek bir şey vardı, hatta bir ara okumamı zorlaştırdı sonrasında sağolsun yazar bu kelimeyi hiç kullanmadı ve ben de rahat rahat okuyabildim. Ama bu durum bile kitaba karşı beğenimi azaltmadı. Kesinlikle herkesin okuyup hafızasına kazıması gereken bir kitap. Yazarın diğer kitaplarını okumak için ciddi anlamda sabırsızlanıyorum. Bol keyifli ve duygu dolu okumalar dilerim..
Profile Image for Cemre.
708 reviews526 followers
July 30, 2019
Nermin Yıldırım'ı ilk kez okuyorum. Aslında evde "Unutma Dersleri" vardı; ancak kitapçıda Dokunmadan'ı görünce bir şey beni kitaba çekmişti ve almıştım. İyi ki de almışım. Çok severek, büyük bir merakla, elimden kalemi düşürmeden, pek çok satırın altını çize çize okudum. Altı çizilecek pek çok yer var; ama Yıldırım "aman aforizmalar üreteyim" derdinde değil kesinlikle. En kısa zamanda Dokunma Dersleri'ni de okuyacağım.

Profile Image for Özgül.
12 reviews10 followers
April 14, 2021
“Bir çocuk ölünce çünkü, dünya durmalı.”
Profile Image for Ayşe.
124 reviews54 followers
November 6, 2018
Nermin Yıldırım’dan okuduğum ikinci kitap.
İlk Unutma Beni Apartmanı’nı okumuştum. Yine geçmişindeki olayların etkisinde kalan, travması olan bir kadın karakterdi baş kahraman. Kendinde memnun olmadığı yanları, geç kalmışlıklarını, susuşlarını haykırıyordu sanki.
Çıktığı yolculuk, geçmişindeki en büyük günahı içindi. Bu yolculukta hayatla ilgili analizleri, karşılaştığı kişilerle ilgili gözlemlerini aktarış biçimi yazarın özgün dilini oluşturuyor bence.
Bu tespitleri, analizleri okumak, aynı duyguları hissetmek, bazen sadece kendimizin farkettiğini sandığımız gerçekleri ortaya sermesi dilini güzel yapan.
Hani size evrenin gizli mesajını vermiyor tabii ama, günümüz yazarlardan tespitlerini kaliteli cümlelerle ifade edenlerden.
Bir şans verip, tanışın derim.
Profile Image for Metin Tiryaki.
158 reviews12 followers
October 1, 2017
İnsan kendini sevmeyi bilmeyince, başkalarınca sevilebileceğine de ihtimal veremiyor işte…

Nermin Yıldırım ile Mim Sanat Merkezi’nde “Mim Edebiyat Günleri ’17” kapsamında düzenlenen “Karakter Yaratmak ” workshopunda tanıştım. Beş romanı yayınlanmış yazarı hiç okumamış olmayı geçtim, utanarak söylemeliyim ki, adını dahi duymamıştım.

Öncelikle workshopdan bahsetmeyelim; Nermin Hanım en başından itibaren bir eğitim değil sadece deneyimlerini paylaşacağı bir sohbet olacağını söylemesine karşın son derece ufuk açıcı, ilham verici paylaşımlarda bulundu. Karakter nasıl yaratılır, hikaye nasıl kurgulanır, yazma amacımız, kim için yazıyoruz gibi bir çok konuda deneyimlerini paylaşırken, akıcı ve samimi tarzı ile nasıl geçtiğinin farkına bile varmadığım bir üç saat yaşamama vesile oldu. Hayranlıkla dinlediğim ve her sözcüğü aklıma kazımaya çalıştığım panel sonrası Aralık ayında yapılacak olan ikinci workshopu sabırsızlıkla beklemeye başladığımı da eklemeliyim. Ertesi gün ilk iş olarak bulabildiğim tüm kitaplarını aldığım yazarın son kitabı “Dokunmadan”‘ı da bir günde yutarcasına okudum.

“Dokunmadan”, Mart 2017’de Hep Kitap Yayınlarından çıkan yazarın son kitabı. 29 yaşındaki Adalet mutsuz olduğu bir işte çalışan, kimseye dokunup, sevemeden bir hayatı mecburen yaşayan bir kadındır. Ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrendiğinde kendisi, korkuları ve geçmişiyle yüzleşir. Geçmişinde yaptıklarından çok, yapamadıklarından ötürü suçlar kendini. Ölmeden önce düzeltmesi gereken hatalarını düşünürken beş yaşındayken komşu apartmanın kapıcısının gariban ve zeka özürlü oğlu Mahsun’un sahip olduğu tek oyuncağı , tek gözlü ayısı Muhlise ‘yi elinden aldığı ana kadar gider. Yıllar sonra Mahsun’u bulmak ve ayısını geri vermek için yollara düşer, hayattaki tek arkadaşı olan Hülya ile; bu arada tuhaf tesadüfler sonucu tanıştığı Sadi Seber de kendisine eşlik eder.

Konusu kısaca bu şekilde olan kitap, Adalet’in gözünden dünyaya, olaylara, topluma bir bakış sunuyor okuyucuya. Günlük şeklinde bir defterde her şehir, her kasabadan üçüncü sayfa cinayet haberleri biriktiren Adalet, aslında toplum kadar kendisini de sorgular, yüzleşir ve hatta yargılamaktan da geri durmaz. Anne, babası, babaannesi ile olan ilişkileri, çocukluğundan kalma parça parça anıları, hayatı sık sık karşımıza çıkar kitapta. Ölüm haberi sonrası psikolojisi, çıktığı yolculuk ve Hülya’nın da sürekli dürtüklemesi ile anılarının aslında hatırladığı gibi değil de hatırlamak istediği şekilde olduğu gerçeğiyle de yüzleşir. Bir oyuncağı geri vermek gibi basit bir amaç gibi görünse de, yıllar önce kırdığı kalbi onarmak için sokak sokak, şehir şehir gezen Adalet kendi anılarını, kendi kalbini, aslında kendini onarmak için çıkar yola. Adalet’in hikayesinin yanı sıra kitap, toplumsal hafızamızda yer etmeyen, gazetede okuduktan sonra bir kaç dakika üzülüp geçtiğimiz haberler, trajik olaylara da yer veriyor; sokağa çıkma yasağı yüzünden çocuğunun cesedini buzlukta saklayan ailenin dramı gibi. Toplu taşıma araçlarında kadınların maruz kaldığı taciz konusu ve bunun üzerinden bir toplum portresi de çiziyor yazar. Taciz edenler, taciz edilip susanlar, tacizi görmezden gelenler. Bir rüzgar sürekli fısıldıyor Adalet’e; “gör bunu, duy bunu” diyerek… Toplumun geneli gibi o da görmekten, duymaktan kaçıyor. Yazar Adalet’in vicdanında, duyarsız toplumu, yani bizi eleştiriyor aslında.

Kurgusu boyunca bir çok sürprizle karşılaşacağınız kitap, çok sürükleyici ve akıcı. Nermin Yıldırım, metaforları, tasvirleri, eski Türkçeyi kitap içerisinde çok güzel ve ustaca kullanmış. Sonuçta hasır altına süpürülen toplumun yaralarını gün ışığına çıkaran, vicdanlı, sürprizlerle dolu, zaman zaman gözlerinizi yaşartan, zaman zaman düşündüren, sorgulatan bir “merhamet” romanı çıkmış ortaya.

“Birine susmasını söylediğinizde sesine, gitmesini söylediğinizde kendisine hasret kalabiliyordunuz.”

“İnsan kendini sevmeyi bilmeyince, başkalarınca sevilebileceğine de ihtimal veremiyor işte.”

“Susmanın bir ifade biçimi olduğunu savunmuyorum. Ben sadece anlatmayı denemekten vazgeçtim.”

“Orada uyku hazretlerinin avdet etmesini beklerken, vakit geçirmek için televizyonu açıyordum. Televizyon, mutluluktan geberen aile bireylerinin suretleriyle dolu bir fotoğraf albümüne benziyordu. Yüzlerinde aptallığın her türlü emaresini taşıyan şen şakrak insanlar, mütemadiyen halay çekip çiftetelli oynuyor, evlenmek üzere tanışıyor, çocuk yapmak üzere zifaf odasına giriyor (bu programda sunucular, kapının ardında bekleyip, içeriden çıkan kanlı çarşafı ekrana tutmaktan, yeni doğan bebeğin adını kulağına üç defa fısıldamaya kadar üstlerine düşen dünürlük vazifelerini ihtimamla yerine getiriyorlardı), pop yıldızı olmak üzere şarkı yarışmalarına katılıyor, ıssız adalarda birbirlerini yiyor, pahalı arabalara binip kalori sorununu sonsuza dek çözen margarinler tüketiyorlardı. Haberler genellikle gayri safi milli hasılanın her şey demek olmadığı, bizim bizden başka dostumuz bulunmadığı, içte ve dışta anbean artan düşmanlara karşı tek yumruk olup kenetlenmemiz gerektiği fikirleri üzerine inşa ediliyordu. Neredeyse günaşırı ve herhalde bu yüzden de pek sıradanmış gibi yalapşap verilen suikast ve bombalama havadisleri de her defasında, teröristlerin nasıl ele geçirildiği ve bu şehit cenneti vatanı kimsenin bölemeyeceği üzerine yapılan şehvetli bir başbüyük konuşmasıyla nihayete eriyordu.”
Profile Image for Tuğçe Kozak.
268 reviews262 followers
February 3, 2019
Kitabın işlediği konu çok hoşuma gitti, beni kendi hayatımda bilinçle yaptığım ilk kötülük ne diye düşünmeye itti. Fakat sonunu çok aceleci ve zorlama buldum. Kitabın en bayıldığım yeri kesinlikle epigraflardı. Sevdiğim yazarlardan şairlerden cümleler görmek çok güzeldi.
Profile Image for Esra Kara.
375 reviews31 followers
December 15, 2019
Garip bir kitaptı, ama değildi de. Bilmiyorum çok arada kaldım. Beğendim de gibi, beğenmedim de gibi. Baş karakteri sevmediğim kesin ama.
Profile Image for Banu Yıldıran Genç.
Author 1 book1,143 followers
July 20, 2017
araya bir sürü başka kitap girince bu roman biraz beklemek zorunda kaldı. 3,5 yıldız verdim aslında.
uzun süredir okuduğum yerli yazarların içinde iyilerden diyebilirim. çok tatlı mırıl mırıl bir dili var.
hikâyesi için ise sonunu fazla zorlamış diyebilirim spoiler vermeden. zaten yeterince sürpriz vardı çünkü.
ali ismail'i, nuh köklü, derin dondurucuda gömülmeyi bekleyen cemile... gibi ayrıntılar kör gözüm parmağına bir biçimde verilmemiş. bunu da sevdim.
Profile Image for Altay Aktar.
109 reviews45 followers
December 17, 2017
"İnsanı kendi kötülüğünden fazla üzen bir şey yok Hülya. Ölmek üzereyken bile böyle bu. Hatta en çok ölmek üzereyken böyle."
Profile Image for Renklikalem.
479 reviews123 followers
January 12, 2018
bu nasil bir ifade edistir kadin! hani imkan olsa yildizlari siralasam buraya cok cok. dile hakimiyeti, kaleminin kuvveti, hayal dunyasinin herseye muktedir zenginligi. yildiz kere yildiz!
nermin yildirim su ana kdr okudugum yerli/yabanci kadin yazarlar arasinda ilk uce girer net.
dokunmadan bir kendini arayis hikayesi. adalet, sayili gunu kaldigini dusundugu hasta yataginda doktorunun kendisine mujdeledigi uzere olmeyecegini ogrenir ve gecmisiyle, kendi iciyle bir hesaplasmaya baslar. ilk gunahini dusunur. bundan hareketle ilk gunahini telafi etmek icin bir yolculuga cikar. yolda anlattiklariyla birlikte sizi de kendisiyle birlikte yollara dususurur...
nermin yildirim’in kalemi oyle kuvvetli ki okurken her satirda adalet’in yanindaydim, yasadiklarinin hepsini yasadim. son satirlari okurkense bogazim dugum dugum oldu. uzun zaman sonra bitmesini istemedigim, bittigi icin uzuldugum bir kitap oldu dokunmadan.. isminin aksine dokunarak, hem de oldukca dokunarak..
Profile Image for Işıl.
64 reviews6 followers
February 6, 2019
Nermin Yıldırım’ın okuduğum ilk kitabıydı, kesinlikle son olmayacak şu an tüm kitaplarını okumak istiyorum. Dili kullanışı o kadar etkileyiciydi ki nerdeyse kitaptaki çoğu cümleyi not almak, unutmamak istedim.

“Kimsenin omzuna dokunmamıştı elim. Omuz vermeden, gözyaşı silmeden, kalp ısıtmadan, el uzatmadan, dünyaya da içindekilere de zerrece dokunmadan, çoktan sönmüş bir ruh gibi yaşayıp gitmiştim.”
Profile Image for Burcu.
101 reviews68 followers
March 31, 2017
İçime işledi Adalet'in hikayesi. Arkadaşım oldu kitabı okurken, öyle sevdim yani. Sonunda da bol bol ağladım hem sevinçten hem de üzüntüden!
Profile Image for Erkan.
285 reviews59 followers
December 7, 2018
Yazarın okuduğum ilk kitabı Unutma Dersleri'ydi. O kitabı beğenince diğer kitaplarını da okumaya karar vermiştim.

Bu romanda Unutma Dersleri romanıyla benzeşen yerler ilk başta beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Yine birinci tekil bir kadın ağzından anlatılıyor olaylar. Ve bu kadınların kullandığı dil birbirine oldukça benziyor. İkisi de dramatik olayları araya şakalar ve kimsenin bilmediği kelimeler kullanarak anlatıyorlar. Yazarın kelime bilgisi çok yüksek, bunu da sürekli göstermeye çalışıyor ama iki romanda da bu kadar benzeyen yerler olunca ve inandırıcılığı biraz kaybetti. Sanki aynı karakter iki romanda anlatılan olayları yaşıyor gibiydi.

Devamında romana biraz daha ısındım. Yazarın becerisi basit gibi görünen konuyu becerikli bir şekilde anlatabilmesi , lafı dolandırmada usta olması. Benzetme yaparken taşı gediğine oturtabilmesi ve konu geçişlerini güzel bağlayabilmesi. Dolayısıyla romanı okurken keyif alacak bir şeyler buluyorsunuz. Bazı olaylar biraz fazla zorlama ve inandırıcılıktan uzak geldi ama. Mesela bazı rastlantılar beni rahatsız etti. Gerçek hayatta rastlantılar yok mu, var. Ama romanda olunca biraz eğreti duruyor.

Sonuç olarak her ne kadar bana göre bu romanın eksikleri de olsa Nermin Yıldırım'ı takip etmeye devam edeceğim.
Profile Image for Selvin.
18 reviews23 followers
August 16, 2017
Yazar kendisini "kalem işçisi" olarak tanımlamış bir röportajında. Bu tanımın hakkını gerçekten veriyor.
Kendime hiç benzetmediğim bir karakterle bu kadar özdeşleşebilmem ve onu anladığımı hissedebilmem bu işçiliğin sonucu olsa gerek.

Çok ağır duygular, ağır yüzleşmeler var ama bir şekilde okuyanın bağırsaklarını deşmeden, içini darlamadan bunu yapmayı başarıyor. Roman da, baş karakter de "dokunuyor" ama tırnaklarını geçirip tırmalamıyor :) Akıp gidiyor Adalet'in yolları gibi.

Sadece finalde bir "ne gerek vardı şimdi buna?" dedim. Son bölümden birkaç sayfa önce, ucu açık bir şekilde bitse daha mutlu olurdum. O da benim okur şımarıklığım olsun.
Profile Image for Defne.
Author 11 books284 followers
June 4, 2017
Dokunmadan, bir iç çekişi gibi, sessizce akıp giden bir tren gibi, suskunluğumuza, en içimize dokunan bir roman. Tarihin şu dilimini aynı coğrafyada yaşayan herkese tavsiye ederim.
June 25, 2017
Yazarın dili kullanma şekli ve yerinde tespitleri sayesinde damağımda çok güzel bir tat kaldı. Okunmalı... Altını çizecek çok güzel cümleler bulacaksınız. Dönüp aynaya bakacak, neye dokunup dokunmadığınızı sorgulayacaksınız.
Profile Image for bayselif.
45 reviews2 followers
March 2, 2019
Biraz depresif bir kitap olsa da yazım dili muhteşem.
Profile Image for Melek .
368 reviews13 followers
February 27, 2023
Nermin Yıldırım’ı okumak iyi geliyor bana. Onun karakterleri ile yürümek sanki kendimle yürümek gibi. İlginç bir yazar benim için. Kendini çok sevdiriyor yarattığı karakterlerle.

Profile Image for Hulyacln.
954 reviews476 followers
February 27, 2019
‘Çok yalnızız Adalet.’
İlk günahının peşine gidiyor Adalet. Bir defteri var yanında bir Hülya’sı. Defterinde göçenleri biriktiriyor, Hülya’da günlerini.İlk günahı çocukluktan kalma:Mahalleden bir arkadaşının oyuncağını almak ve geri vermemek. Oyuncağın güzel olduğundan değil de,işte sebebini Adalet de bilmiyor ki..Bunları düşünmesinin nedeni Adalet’in ölümden dönmesi ve ardından vicdanını yoklaması..Bir hesaplaşma için kolay olmayan yollara düşüyor o. Yolda defterindekileri anımsıyor, canı yanıyor, canımızı yakıyor. Yine toprağa değen acıları yüzümüze fırlatıyor. Tacizler, kayboluşlar, sırlar, ayıplar, günahlar.. Kaçtığımız ve kaçtıkça dibe battığımız ne varsa..
.
Unutma Beni Apartmanında hatırlatan yazar Dokunmadan’da görmemizi sağlıyor. “Gör ve artık sustuklarını çıkar dilinin altından,yoksa o dil hiç konuşmayacak”
Profile Image for Ferit.
9 reviews2 followers
April 18, 2020
Çok fazla klişeler içinde kalmış bir roman. İlk yüz sayfayı zorlanarak bitirdikten sonra biraz daha okunabilir oldu benim için. Fazlaca eğreti ve zorlama duran kelimeler ve kelime oyunları ile doluydu. Sağlam bir kurgusu olmayan, sonunun da oldukça zorlama olduğunu düşündüğüm bir roman. Yaşadığımız bazı üzücü olaylarla ilgili göndermeler olumlu olsa da edebi açıdan hiç keyif vermeyen bir okumaydı benim için. İyi bir roman, karakterleri ve olayı anlatmamalı, göstermeli ve hatta bizzat yaşatmalı.
Profile Image for Ayse Turan.
116 reviews17 followers
August 21, 2023
Açıkçası biraz hayal kırıklığı oldu, herhalde okur yorumları ile beklentiyi yüksek tuttum biraz. Sanki ergenler için yazacaktı da biraz işin içine gündem koyup okuyucu kitlesini mi değiştireyim demiş...Sabun köpüğü tarzında...
Profile Image for Gamze.
35 reviews14 followers
February 7, 2020
Annem melek olduktan sonra okuduğum için bu kadar dokundu sanırım kitap. Yaralarımı koparıp tekrar tekrar kanattı. Anneme bir kez daha sarılabilmek dokunabilmek için tüm ömrümü verirdim oysa. Ben de dokunamadım. Kanser belası yüzünden enfeksiyon kapmasın diye. Annenizi üzmeyin hala hayattaysa benim için kocaman sarılın öpün.

"Kimi yangına bakar, ateşi görür, kimi çoktan küle dönmüş bir şeyleri. Kimi gökyüzüne bakar yıldızları görür, kimi ölmüş annesini."
"Yaşamak,düşmekle kalkmak arasında geçirdiğmiz korkulu, ümitli, telaşlı zamanın adı. Düşüp düşüp kalkma sanatı. Ben maalesef pek başarılı olamadım. Çünkü kalkabilmek için, düşerken aldığınız yaraları iyileştirmeyi bilmeniz gerekiyor. Oysa ben her gece ağrıyla uyudum, her sabah sancıyla uyandım."
" Çünkü bazı sızılar bir defa başladı mı artık geçmiyor. Bazı yaralar hiç kapanmıyor. Bazı eller bazı saçları okşamayınca, bu minicik, aptal, önemsiz şey yaşanmayınca, bazı hayatlar geri dönüşsüz biçimde tarumar oluyor. Belki siz bunu bilmiyorsunuz. Umarım hiç öğrenmezsiniz.Bazı durumlarda sadece bilmeyenler yaşamayı beceriyor. Hayatta kalmakla yaşamayı becermek aynı şey değil. "
" Büyümeden yaşlanmak diye bir şey var. Bazen sadece eksik bir dokunuşa bakar. "
Profile Image for psk.okuyor.
49 reviews10 followers
April 24, 2023
Bir hayatım daha olsa , korkmadan dokunmak için yaşardım onu.. …
Ama yok bir hayatım daha
Yok

Sevgili Yıldırım’ın kalemini seviyorum.. Tatlı bir yolculuğa çıkartıyor insanı.. Cümlelerinde tanıdık gelen haaa işte bu cümleydi benim kuramadığım dediğim şeyler var..


Adaletin hikayesi.. ve arkadaşı (!) Hülya’nın ..
Yine Adalet’in yarım kalanlarını anlatıyor.. Çok sevdiğim bir dille.. o kadar içten.. tavsiye ederim
Profile Image for Ebru Çökmez.
237 reviews42 followers
October 12, 2023
murat menteş vakasından ders aldığımdan bol yıldız vermedim. bir romanda bol bol aforizma varsa, bana menteş'in kitaplarını ve nasıl da zamanla bıktırıcı olduklarını hatırlatıyor.

oysaki nermin yıldırım'ın kitabını beğendim. hatta daha da ileri gidip, keşke böyle bir roman ben de yazabilseydim diye düşünüp, hasetlendim... yani öyle saatleri ayarlama enstitüsü ayarında değil bence ama iyi kotarılmış bir yol ve kadın hikayesi diyebilirim.
Displaying 1 - 30 of 251 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.