The premise of this book was interesting enough; Dissappearing people, universe shrinking, a plane crash, therapy sessions.. and -seemingly- contrary The premise of this book was interesting enough; Dissappearing people, universe shrinking, a plane crash, therapy sessions.. and -seemingly- contrary to many goodreaders' opinions, a good start. (I really liked the first two chapters!) But then slowly and unfortunately the book made me lose my interest with all that sci fi-omg-teenagers with issues-i need to discuss sensitive topics carefully w/o offending anyone-but oh mental health matters- btw diversity hell yeah plot. (Plot: the one comes as confusing at times due to that universe is shrinking theory)
It was hard to figure out what directon the book was going at times which made it pretty hard for me to engage with the characters. I had to skip and skim a lot since I couldn't help feeling the lag around the middle of the book. Life is too short to linger around boring books, right?
This is the second book I've read from Hutchinson and given the fact that I haven't even brought myself to finish the other one (The Five Stages of Andrew Brawley) it clearly was a risk reading this one but somehow I was able to finish it so yay for me, nay for another Hutchinson book though!...more
"Şiir yazabilseydim, hiç şüphesiz düzyazıyı gönül rahatlığıyla bırakırdım."
İşi, gücü, düşü yazmak olanlar için oldukça hızlı ve keyifli bir okuma. Vir"Şiir yazabilseydim, hiç şüphesiz düzyazıyı gönül rahatlığıyla bırakırdım."
İşi, gücü, düşü yazmak olanlar için oldukça hızlı ve keyifli bir okuma. Virginia Woolf'u günümüzde üniversitede ders veren bir öğretmen rolünde gördüğümüz için bir yanı kurgu ama kitapları ve makalelerinden yapılan alıntılamalar ve her bölüm sonrasında yazarın notları ve tavsiyeleri ile de bir yanı kurgu dışı bir kitap. ...more
Dan Brown ve Robert Langdon şahane bir ikili. Gizem, sembolizm, örgütler, inançlar derken su gibi akıp gidiyor roman. Fakat bilmiyorum, daha tatmin edDan Brown ve Robert Langdon şahane bir ikili. Gizem, sembolizm, örgütler, inançlar derken su gibi akıp gidiyor roman. Fakat bilmiyorum, daha tatmin edici bir son bekledim sanırım.
Gidip bir kaç dize William Blake okuyayım yeniden.
Merged review:
Dan Brown ve Robert Langdon şahane bir ikili. Gizem, sembolizm, örgütler, inançlar derken su gibi akıp gidiyor roman. Fakat bilmiyorum, daha tatmin edici bir son bekledim sanırım.
Gidip bir kaç dize William Blake okuyayım yeniden....more
The year of monkey. The death of the last white rhinoceros.
Yet another Patti Smith book in which I'm dazzled by the bravado of her language; a distincThe year of monkey. The death of the last white rhinoceros.
Yet another Patti Smith book in which I'm dazzled by the bravado of her language; a distinctive narrative mix of poetry and surrealism, my kind of thinking, to sum up. This book, I find, is a little more dreamlike than others (M Train and Just Kids, to say, of which I adore). Smith talks about her vagabond year with a lot of on-point observations and descriptions where the background story keeps reminding us that she has a dying close friend and that she's one poetic coffee addict who has forever fallen in love with good music and literature.
The stream of consciousness tone of the book is a little tiring, though (even for me!). It's likely that readers will find themselves overwhelmed while reading the book and not being able to decipher what is real and what is not.
And one last note to the couple who let Patti Smith travel with them in their car (charging her in advance) and treat her like shit: You simply deserve to go to hell, you stupid... (fill in the blank with an appropriate adjective for your own taste)...more
Poe’nun ölümünden kısa bir süre sonra kaleme aldığı bu kitapta yazar Weiss, ailecek tanıdıkları olan Poe’nun özel hayatını gözler önüne seriyor. ŞimdiPoe’nun ölümünden kısa bir süre sonra kaleme aldığı bu kitapta yazar Weiss, ailecek tanıdıkları olan Poe’nun özel hayatını gözler önüne seriyor. Şimdiye dek hep edebi hayatını okuduğum Poe’nun komşularıyla, ailesiyle, sevgilileriyle ve arkadaşlarıyla olan ilişkisini, anılarını bizzat onu tanımış olan insanların ağzından okumak çok güzel geldi, Poe’nun tabiriyle söylemem gerekirse; “and my soul from out that shadow that lies floating on the floor shall be lifted nevermore” !...more
Bir beatnik olarak Brautigan'ı keşfettiğimde heyecanlanmış, son kitabını okumuş ama beklediğim beat esintilerini bulamamıştım. İkinci denememde de aynBir beatnik olarak Brautigan'ı keşfettiğimde heyecanlanmış, son kitabını okumuş ama beklediğim beat esintilerini bulamamıştım. İkinci denememde de aynı şeyleri hissettim. Bu kitapta sanki bir tamamlanamama hissi var; hikayeler bölük pörçük, bazıları film sahnesi gibi (örneğin morgta geçen sahneler) ama genel anlamda olaylara bir türlü odaklanamadım okurken. Babil'i düşlemek esprisi ve hikayesi de ilk okuduğunuzda güzel geliyor ama sürekli aynı şeyden aynı şekilde bahsedilmesi de bir süre sonra insanda gına refleksini uyandırmıyor değil. RIP Brautigan -literally and metaphorically- ...more
Brautigan’ın intihar etmeden (1984) önce yazdığı son kitabı. Benimse kendisiyle tanışma kitabım. Bir beat kitabının vaad ettiği her şeye sahip; yalın Brautigan’ın intihar etmeden (1984) önce yazdığı son kitabı. Benimse kendisiyle tanışma kitabım. Bir beat kitabının vaad ettiği her şeye sahip; yalın ve mizahi bir dil, çarpıcı hikayeler, hüzünlü gülümseten tespitler.. Buruk bir tat bırakıyor insanda kitap. ...more
Erbert Hubbard’ın 1899 yılında kaleme aldığı Garcia’ya Mektup, 40 milyon satıp 37 dile çevrilmiş. İncil ile birlikte en çok basılıp satan kitap ünvanıErbert Hubbard’ın 1899 yılında kaleme aldığı Garcia’ya Mektup, 40 milyon satıp 37 dile çevrilmiş. İncil ile birlikte en çok basılıp satan kitap ünvanını almış!
Yazarın ön sözünde (1913) belirttiğine göre yazar makaleyi bir kaç saatte yazmış ve tarihte hiçbir yazar hayattayken bu kadar baskı sayısını görmemiş. Anladığım kadarıyla kendisi de bu olaya şaşkın yani!
Hubbard’ın ölümü de enteresan; 7 Mayıs 1915 gününde, Amerika’nın I. Dünya Savaşı’na girmesindeki nedenlerden biri olan, Almanya’nın İngiliz yolcu gemisi Lusitania’yı batırması sonucu ölmüş.
Kitapta mektubun yanında iki kısa hikaye ve siyah beyaz fotoğraflar da mevcut.
100 yıl sonrasında edebi açıdan bir tat almadım ama Mektup, tarihi açıdan önemli bir belge, belli ki. ...more
Düşünsenize; 1800lü yıllarda yaşıyorsunuz. Doğduğunuz yıl sayısına eşit de şiir yazıyorsunuz ama bunlaEmily Dickinson’ı her zaman ilginç bulmuşumdur.
Düşünsenize; 1800lü yıllarda yaşıyorsunuz. Doğduğunuz yıl sayısına eşit de şiir yazıyorsunuz ama bunları hiç yayınlatmıyorsunuz. Odanıza kapanıp hiç çıkmadan, bir ömür şiir yazıyorsunuz ama onlara isim bile vermiyorsunuz, sadece rakamlarla taçlandırıyorsunuz. Siz ölünce kız kardeşiniz bu şiirleri buluyor ve okurlara sunuyor. “Daha yalnız olunurdu, olmasaydı yalnızlık” diyor. Gerçekten öyle sanırım.
Kitapta Dickinson şiirleri tarihlere göre bölümlendirilmiş. 1800 şiirden seçilen, 1851-1861 yılları arasında yazılan şiirlerden bazıları seçilmiş. Bir sayfada İngilizcesi, hemen yanında da Türkçeleri mevcut.
Seçilen şiirleri sevdim fakat çeviriyi hiç sevmediğimi söylemeden edemem. Şiir çevirisi emek ister, incelik ister, o şaire/kültüre/imgelere adanmışlık ister. Bu çeviride bunlar yeterince yok maalesef.
Emily Dickinson şiirleri ile tanışmak için güzel bir başlangıç kitabı olabilir. ...more
A compelling, engaging memoir by Garrard Conley whose story needs to be heard. I can't wait to see the movie.A compelling, engaging memoir by Garrard Conley whose story needs to be heard. I can't wait to see the movie....more
Loading...
