İçeriğe atla

taze

Vikisözlük sitesinden
19.36, 15 Temmuz 2024 tarihinde BKY Bot (Mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 4179871 numaralı sürüm (→‎Ad: düzeltme AWB ile)
(fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)
Ayrıca bakınız: täze

Türkçe

[değiştir]

Köken

[değiştir]
Farsça

taze (belirtme hâli tazeyi, çoğulu tazeler)

  1. (mecaz) genç kadın
    Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. -Ö. Seyfettin

Çeviriler

[değiştir]

Ön ad

[değiştir]

taze (karşılaştırma daha taze, üstünlük en taze) taze

  1. bozulmamış, bayatlamamış olan
    Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. - Yusuf Ziya Ortaç
  2. dinç, yıpranmamış, yorulmamış
    Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. - Memduh Şevket Esendal
  3. kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
    Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. - Memduh Şevket Esendal
  4. (mecaz) yeni, zamanı geçmemiş
    Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. - Halikarnas Balıkçısı

Çeviriler

[değiştir]

Kaynakça

[değiştir]

Atasözleri

[değiştir]